Türkiye genelinde her 100 evden 55’i deprem sigortası yaptırmış
Birinci derece deprem bölgesi olan Marmara Bölgesi’nde Doğal Afet Sigortaları Kurumu’na (DASK) zorunlu deprem sigortası yaptırılması gereken 9 milyonluk konuttan 6 milyon konutun sigorta yaptırdığını belirten DASK Sakarya İl temsilcisi Ali Esen, “17 Ağustos yaklaştığı zaman haberler ya da Türkiye’nin herhangi bir yerinde deprem olduğunda deprem tedbirleri aklımıza geliyor. Maalesef unuttuğumuzu düşünüyorum” dedi.
Marmara Denizi’nin Silivri açıklarında 26 Eylül 2019’da meydana gelen depremin ardından Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) hızla hasar ihbarlarını almaya ve hasar tespit çalışmaları için çalışmalarına başladı. Birinci derece deprem bölgesi olan Marmara Bölgesi’nde yaklaşık 3 milyon konut deprem sigortası hala yaptırmadı. DASK Sakarya İl temsilcisi Ali Esen, evlerini sigortalatmayan vatandaşları en kısa zamanda sigorta yaptırmaya davet etti. Önemli zamanlar ve günlerin dışında depremin hatırlanmadığını belirten Esen, depremin hiçbir zaman unutulmaması ve tedbirlerin her zaman alınması gerektiğini vurguladı. Bu kapsamda ise vatandaşların, belediyelerin ve valiliğin yeterince tedbir almadıklarını dile getiren Esen, tedbirlerin arttırılması konusunda çağrıda bulundu. Sakarya’da 194 bin konut sigorta yapılabilir durumda iken 164 bin konut sigortalandığını dile getiren Esen, 30 bin vatandaşın sigorta yaptırmadığını belirtti.
"BU KONUDA CİDDİ OLARAK ŞAPKAMIZI ÖNÜMÜZE KOYUP DÜŞÜNMEMİZ LAZIM"
Marmara depreminin yıl dönümünde Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) Sakarya İl Temsilcisi Ali Esen, “Maalesef depremi unuttuk. Bu benim kendi düşüncem. Bölgemde yıllardır bu konuda çalışma yapan birisi olarak sadece 17 Ağustos yaklaştığı zaman haberler ya da Türkiye’nin herhangi bir yerinde deprem olduğunda deprem tedbirleri aklımıza geliyor. Maalesef unuttuğumuzu düşünüyorum. Malum 17 Ağustos Marmara depreminin 21. yılı. O üzücü günde yaklaşıyor. Bölgemizde gelinen nokta alınan tedbirler, valiliğimizin, belediyemizin ve diğer çalışma birimlerimizin tedbirlerinin çok yetersiz olduğunu düşünüyorum. 20 yıldır Sakarya kendi imkanlarıyla, devletin göndermiş olduğu imkanlarıyla kendini yenilemeye çalışıyor. Çok eksiklerimiz var ama umuyorum en son Elazığ depreminin ardından dersler çıkartıp, şapkamızı önümüze koymamız gerekiyor. 7 Yaşındaki çocuğumuzdan üniversiteyi bitiren öğrencimize kadar depremin doğa olayı olduğunu, depremde yaşamanın ne demek olduğunu, bu güne değin yaşadığımız depremlerde öğrendiğimiz binaların insanları öldürdüğünü, depremin insanları öldürmediğini hep öğrendik. Kalitesiz, zemin etüdü olmayan zeminlere binalar yaptığımızda sevdiklerimizi yitirdiğimiz de öğrendik. Bu konuda ciddi olarak şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz lazım. Sakarya’da 1967 ve 1999’da ki depremlerden ders çıkartmamız gerekiyor” dedi.
"1999 DEPREMİNİN TÜRKİYE EKONOMİSİNE VERDİĞİ ZARAR ORTADADIR"
Depremde oluşacak zararları en aza indirgemek için yetkililere seslenen Esen, “Sakarya 7.2’lik şiddetiyle dünyanın en büyük depremini yaşadı. Bugün Sakarya’nın da İstanbul gibi 7 tane tepesi var. O büyük depremde Maltepe’de, Hızırtepe’de Yeşiltepe’de Esentepe’de yani zemini sağlam yüksek tepelerde ki bu tepelerde yerleşim yerleri var. Bir tane can kaybı meydana gelmedi, 1 tane ekonomik kayıp olmadı. Bu tepelerde yaşayan insanlarımız hayatlarına kaldıkları yerden devam ettiler. Sakarya’da en büyük can kaybı çukur dediğimiz ana merkez binaların inşa edildiği, 1967 ve 1999 yılında kalitesiz zemini olan yerlerde biz can kayıpları yaşadık. Bu neyi gösteriyor. Zemini sağlam yerlerde ekonomik kayıp ve can kaybı sıfır. Biz bu gerçeği gördüğümüz halde bizler neden halen Sakarya’nın o güzelim tarım arazilerinin üzerine binalar yapıyoruz. Bunların önüne geçmemiz lazım. Kalitesiz binalardan kastım 1999 yılı öncesinde yapılan binalardı. Depremin ardından hem beton kalitesi hem de binalar oldukça kaliteli. Bunu da belirteyim. Yetkililere buradan seslenmek istiyorum. Adapazarı çukurunda 2 ve 3 kattan fazla yapılara lütfen izin verilmesin. Ayrıca meydana gelen depremler ülkemizin ekonomisini oldukça sarsmıştır. 1999 depreminin Türkiye ekonomisine verdiği zarar ortadadır” diye konuştu.
TÜRKİYE’DE 17 MİLYON KONUTTAN 9 MİLYONUNA DASK YAPILDI
DASK sigortasının öneminden bahseden ve Türkiye genelinde yapılan sigorta hakkında bilgiler veren Esen, “Bunun üzerine sigorta şirketleri bir araya gelerek hükümetimiz ile birlikte kısa adı DASK olan Doğal Afet Kurumu adı altında bir kurum kuruldu. Zorunlu deprem sigortası olarak hayatımıza girdi. Vatandaşın evine depreme karşı teminat veren bir kurum. Bu kurum 20 yıldır can-hıraş çalışıyor. DASK açısından bakacak olursak Türkiye genelinde 17 milyon konutumuz var. 9 Milyon Konut DASK çerçevesinde poliçelenmiş durumda. Türkiye genelinde her 100 evin 55 tanesi sigorta yaptırmış. 1. derece deprem bölgesi olan Marmara Bölgesi’ne baktığımızda İstanbul, Bursa, Yalova, Düzce, Sakarya, Kocaeli illerini içinde barındıran bölgede 9 milyon sigorta yapılabilir konut varken 6 milyon konuta sigorta yapımlı durumda. Sakarya’da ise 194 bin konut sigorta yapılabilir durumda iken 164 bin konut sigortalanmış durumda. Burada 30 bin konutta oturan vatandaşlarımız sigortasız. Elazığ depreminde DASK’ı olan vatandaşlarımızın primleri TOKİ’ye aktarıldı. Hiçbir ücret ödemeden bu vatandaşlarımız hiçbir ücret ödemeden yapılacak olan konutlarda oturacaklar. Ancak DASK’ı olmayan vatandaşlarımız ise devlet bankalarına 175 bin lira borçlanarak ev sahibi olabilecekler. DASK bu bakımdan çok önemli” şeklinde konuştu.
(Orkun Kaya - Selçuk Akyol/İHA)
Kaynak: İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.