TBMM Başkanı Şentop’tan 27 Mayıs açıklaması
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “Demokrasiyi hedef alan her girişim, toplum hayatında meydana getirdiği ağır tahribatın yanı sıra; bizatihi devletin kurumları arasındaki uyumu, dengeyi ve hiyerarşiyi yok etmektedir. Siyaseti itibarsızlaştırmak, siyasetçiyi her türlü kötülüğün adresi olarak gösterip sürekli tehdit altında tutmak ve devre dışı bırakmak, telafisi güç ayrışma ve kamplaşmaları ortaya çıkarmaktadır” dedi.
Şentop, 27 Mayıs 1960 darbesine ilişkin açıklama yaptı. Şentop, 27 Mayıs 1960, sadece askeri bir darbe olarak değil, devlet ve millet arasındaki hayati bağları koparıp dengeleri alt üst eden, toplumsal hafızada derin yaralar açan ve demokrasi dışı karanlık arayışlara kapı aralayan bir olay olarak görülmesi gerektiğinin altını çizerek, “Aradan geçen 60 yıl bize şunu göstermiştir. Demokrasiyi hedef alan her girişim, toplum hayatında meydana getirdiği ağır tahribatın yanı sıra; bizatihi devletin kurumları arasındaki uyumu, dengeyi ve hiyerarşiyi yok etmektedir. Siyaseti itibarsızlaştırmak, siyasetçiyi her türlü kötülüğün adresi olarak gösterip sürekli tehdit altında tutmak ve devre dışı bırakmak, telafisi güç ayrışma ve kamplaşmaları ortaya çıkarmaktadır. Siyasetten toplum hayatına, hukuktan devletin işleyişine kadar her alanı demokrasi dışı yollarla düzenleme arayışı, 27 Mayıs’tan sonra adeta bir gelenek halini almıştır. Başka bir ifadeyle 27 Mayıs darbesi, yakın bir tarihe kadar devam eden pek çok demokrasi dışı girişim ve darbenin tetikleyicisi olmuştur” dedi.
Şentop şunları kaydetti:
“Siyaset ve toplum arasındaki irtibatın sağlıklı olması, darbeci zihniyetin en büyük hedefidir aynı zamanda. 1960 ve sonrasında, özellikle Yassıada’da atılan adımlar, hukuksuz yargılamalar ve bunların adeta bir gösteri halinde kamuoyuna sunulması, toplumsal psikolojiyi sarsmaya, siyasetten koparmaya ve bir korku tüneline hapsetmeye yöneliktir. Bütün bu tahribatın, açılan derin yaraların ve yaşanan travmanın yegane çözümü, bir yandan demokratik hayatın işleyişini her geçen gün daha zengin bir tecrübe ve birikimle sürdürmek; diğer yandan demokrasi dışı arayışlara tüm kapıları sonuna kadar kapatmaktır. Bu 27 Mayıs’ta çok farklı bir dönemin başlangıcına tanık oluyoruz. Tarihimizin en karanlık sayfalarından birine şahitlik eden Yassıada, Demokrasi ve Özgürlükler Adası’na dönüştürülüyor. Bu anlamlı ve değerli açılış, demokrasi dışı girişimlerden hala medet umanlara kalıcı bir mesaj olması bakımından büyük önem arz ediyor. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere bu tarihi hamlede emeği geçen herkese teşekkür ediyor; 27 Mayıs’ın darbenin değil, Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nın açılış yıl dönümü olarak hatırlanacağı bir döneme adım atmanın mutluluğunu sizlerle paylaşıyorum.”
(Ahmet Umur Öztürk /İHA)
Kaynak: İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.