Bakan Soylu afet konusunda net konuştu
İzmir il Afet Azaltma Planı (İRAP) Hazırlık Toplantısında konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, afet konusunda “Doğru yoldayız ama yürümeye vaktimiz yok, koşmak zorundayız” derken, 2021 yılını afet eğitim yılı olarak değerlendireceklerini belirterek, “Afet halkası, güvenlik zincirimizin en zayıf halkası değil. Kapasitemiz güçlü ama hala yapacak çok işimiz var. Bu yıl deli gibi afet anlatacağız” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İRAP Hazırlık Toplantısına katılarak afet öncesi ve sonrası ile ilgili gelişmeler konusunda önemli bilgiler verdi. 2021 yılının afet yılı olarak değerlendireceklerini kaydeden Bakan Soylu, “Doğru yoldayız ama yürümeye vaktimiz yok, koşmak zorundayız. Afet halkası, güvenlik zincirimizin en zayıf halkası değil. Kapasitemiz güçlü ama hala yapacak çok işimiz var. Bu yıl deli gibi afet anlatacağız Tabirimi kimse farklı anlamasın; anlatmak zorundayız. Herkesin zihninde her an deprem olabilecek, heyelan olabilecek, sel olabilecek, kaya düşmesi olabilecek gibi bir anlayışı yaşaması lazım. Aksi takdirde anamın bir lafı vardır; ‘eyvah para etmez.’ Topyekun olarak sivil toplum kuruluşları, okullar, üniversiteler, eğiticinin eğitimi ile birlikte Türkiye’nin her tarafında deli gibi afet anlatacağız. 2021’de Türkiye’de küçük çocuklar haricinde dokunmayacağımız kimse kalmayacak. 83 milyon bir araya gelsek haşa bir can yapamayız, o Allah’a mahsus ama insanların canını kurtarma görevini yerine getirebiliriz. Bu kapsamda hocalarımız önce ilçe ilçe muhtarları eğitecekler. Sonra adım adım devam edeceğiz. Öğrencilerimize sosyal medyadan, uzaktan iletişimle eğitim sağlayacağız. Billboard, afiş, kısa videolarla 2021 yılını afet yılı olarak değerlendireceğiz” diye konuştu.
“SİYASETİN YAPILMAMASI GEREKEN TEK ALAN KENTSEL DÖNÜŞÜMDÜR”
Bir zincirin en zayıf halkası kadar sağlam olduğunu belirten Bakan Soylu, Türkiye’nin güvenlik başlıkları zincir olarak tarif edilirse bu zincirin en önemli halkasının terörle mücadele olduğunu söyledi. Trafik kazalarının bu zincirin bir diğer halkası olduğunu, Türkiye’nin Birleşmiş Milletlerin(BM) trafikteki can kayıplarını yüzde 50 azaltma hedefini tutturan iki ülkeden biri olduğunu söyleyen Soylu, zincirin diğer önemli halkasının ise afet olduğunu vurguladı. Soylu, şöyle konuştu: “Eskiden de depremler olurdu. Eğer can kayıpları olursa üzülür sonra normale dönerdik. Sadece can kayıpları gündem olurdu. 99 depremi, zincirde bir halkanın daha olduğunu gösterdi. İzmir’de de yüreğimizi ağzımıza getiren bir depremle karşılaştık. 99 depremini İstanbul’da yaşayan biri olarak depremin travması uzun yıllar sürer. Deprem sonrasında yüklü tır mahalleden geçtiğinde tüm insanların dairelerinden kaçarak caddelere indiği, herkesin sandalyesi yanlışlıkla sallansa etkilendiği depremi biz canlı canlı yaşadık. Deprem travması kötü bir şeydir, unutulmaz. Bu acıların kolay kolay bir toplumda unutulması mümkün değildir. 99’dan sonra Türkiye bunu bir ders olarak aldı ve sürekli geliştirmeye çalıştı. Örneğin AFAD kuruldu. Çok önemli adımlar atılıyor. Kentsel dönüşüm çalışmalarında siyasi jargonlar dönüyor. Siyasetin yapılmaması gereken tek alan bu alandır. Kentsel dönüşümde hep beraber depremin riskinden daha fazla risk almazsak gelecek nesillere kötü bir miras bırakırız. Bunu siyaset ayrışması haline getirsek doğru yapmış olmayız. Kendimize haksızlık etmeyelim; bu meseleye ciddi yatırım yaptık.”
“TÜRKİYE ARTIK ENKAZ KALDIRMAYA KOŞAN ÜLKE DEĞİL”
Deprem olmadan önce riskleri azaltmak konusunda herkesin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiğini kaydeden Bakan Soylu, “Avrupa’nın ikinci büyük gözlem istasyon ağı buradadır. Türkiye’de 27 lojistik ve 55 destek depomuzla, personelimizle acil müdahalede dünya ölçeğinde gücümüz var. 60’ın üzerinde üniversitemizde deprem araştırma merkezi var. Acil müdahale planı oluşturduk. İlk uyguladığımız yer Elazığ, sonra Van oldu. İzmir’de de tam olarak Türkiye Afet Müdahale Planı konusunda adımlar atıldı. Türkiye’de bu plan oluşmadan tüm tecrübeler elde edildi; hem İstanbul depremi hem de Van depremi burada ciddi bir altyapı ve yol haritası oluşturdu. Türkiye artık deprem olduğunda enkaz kaldırmaya koşan ülke değil afet sürecini öncesi ve sonrasında yönetmeye odaklanmış bir ülkedir” ifadelerini kullandı.
“2021, AFET EĞİTİM YILI”
Afetle mücadele kapsamında çok sayıda okul yapıldığını, afet sonrası iyileştirme stratejileri oluşturduklarını kaydeden Bakan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Afet öncesi hazırlık, risk azaltma gibi stratejileri hayata geçiriyoruz. Afet gerçeği ile yaşamanın net kuralı, riskleri belirlemek, risk azaltma çalışması yapmak ve afete hazır olmak. Teknoloji yatırımı ve maddi imkanı artırmakla birlikte afetle ilgili yeni anlayışı ortaya koymak, topyekun refleksi ortaya koymaya çalışıyoruz. Afet yönetiminde geçen yılın teması afetlere hazırlıktı. 2021 ise afet eğitim yılı. Türkiye afet riski azaltma planları çerçevesinde il planlarına devan ediyor.”
“İZMİR HAZIRLIK ÇALIŞMALARI BAŞLADI”
Afet konusunu bilim dünyası ile beraber yürütmek, bu meseleyi topyekun tartışarak değerlendirmek gerektiğini ifade eden Bakan Soylu, şunları söyledi: “Bu planlar devam etmesi ve sürekli yenilenmesi gereken planlardır. 7 ilde il afet risk azaltma planlarımızı tamamlandık. 2021’de 74 ildeki planları tamamlamayı hedefliyoruz. Planları yazıp kenara koymuyoruz. Bunlar dinamik, işleyen süreçlerdir. Bunun izleme ve değerlendirmesi kurulan bir kurul ve valilik eliyle yapılacak. Eylemlerden sorumlu her kurum 6 ayda bir izleme süreci ve yılda bir kez de değerlendirme sürecini paylaşacak. Bununla ilgili yazılım hazırlandı ve şifre ile giriş yaparak çalışmaları bildirecekler. İzmir hazırlık çalışmaları da başladı. Milletimizin de bu konuda ortaya koyacağı destek önemli. Beraber hareket etmesi riskleri azaltacaktır. Toplanma alanında ciddi çalışmalar yaptık. Bunları e-devlete koyduk. Kişi başına metrekare yükseltmenin hesabını ortaya koyduk. Türkiye’de afet müdahale planında 26 çalışma grubunda toplanma ve barınma alanındaki sorumluluk jandarma teşkilatında.”
VATANDAŞA UYARI
Bakan Soylu, deprem sonrası vatandaşlara da şu uyarıda bulundu: “Eğer arana alıp yola çıkarsanız trafik sıkışıklığı olur. Bu deprem Samos depremiydi. Bu deprem İzmir’de olsa ne kadar tedbir alırsak alalım bu trafik sıkışıklığında çok sayıda insanın canına mal olur. Özellikle sağlık, acil müdahale, arama kurtarma ve güvenlik birimleri, yerel yönetimlerin enkaz alanlarına ulaşabilmesi için cep telefonları ile konuşmamaya dikkat edelim. SMS veya internet tabanlarını kullanalım. Deprem bizim yaramız ve derdimiz. Çok acılar çektik. Gelecek nesillerin acı çekmemesi için toplumsal olarak güçlü bir sorumluluğumuz var. 2020’deki en büyük gayretlerimizden biri olan tatbikatları harekete geçiriyoruz. Salgınla mücadele tedbirlerini göz ardı etmeden tatbikatları yapmaya devam ediyoruz.
“YARDIMLARI DAĞITMAKTA ZORLANDIK BİLE DİYEBİLİRİM”
İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger de, İzmir depremini yaşamadan 15 gün önce İzmir’in afet planları ile ilgili hazırlık yaptıklarını söyledi. Vali Köşger, “Biz aslında yakın zamanda bir afeti yaşamış bir şehiriz. Bakan yardımcımız riyasetinde İzmir’in afet planları ile ilgili depremden 15 gün önce hazırlıkları başlatmıştık. O çalışmaları yaparken bir afete maruz kaldık. Depremin ilk dakikalarından itibaren devletimizi, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hükümetimizi şehrimizin yanında gördük. Devletimiz bütün unsurlarıyla çok kısa sürede refleks gösterdi ve anında şehrimize ülkenin her tarafından olması gereken bütün yardım ve hizmetler kanalize oldu. Ülke olarak İçişleri Bakanımızın dinamik önderliğinde tek yürek olundu ve İzmir’e yardım seli başladı. Biz bu yardımları dağıtmakta zorlandık bile diyebilirim. Depremde her bir ferdimiz seferber oldu. İzmir şehir olarak bütünleşti, kenetlendi. Afet öncesinde de tek vücut olarak çalışmamız lazım” dedi.
“TÜRKİYE’NİN BAŞARMASI GEREKEN KISIM ARTIK RİSK AZALTMA"
AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu, İzmir depreminde müdahaleyi tüm paydaşlarla beraber omuz omuza yaptıklarını belirterek, “Türkiye’nin başarması gereken kısım artık risk azaltma. Biz de en iyisini yapmak için hazırız. Can ve mal kaybını kurtarabileceğimiz kısım asıl konu risk azaltmasıdır. Olay olduktan sonraki refleksten bahsetmiyorum. Biz afet öncesi çok refleksi önemsiyoruz. Türkiye kriz yönetiminde iyi. Fay hatlarını artık aşağı yukarı biliyoruz. Türkiye heyelanlarını, tahmini risk taşkınlarını biliyoruz. Artık risk azaltma eylemlerini hazırlamak ve harekete geçmek gerekiyor” diye konuştu.
"ORTAK ADIMLAR ATMAYA HAZIRIZ”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, belediye olarak depremin ilk anından itibaren hükümetle kapsamlı bir koordinasyon ve çalışma yürüttüklerini belirtti. Soyer, “Tüm imkanlarımızı ve insan kaynağımızı seferber ettik. Ülkemiz deprem ülkesi, İzmir de deprem bölgesi. Gerekli tedbirleri önceden alarak çalışma yürütmek mecburiyetindeyiz. İzmir depremin ülkemize hatırlattığı iki husus; ilki depremin herkesi birleştirdiği ve ortak akıl ve dayanışma ile afetlerin üzerinden gelebildiğimiz, ikincisi tüm enerjimizle olası afetlerin yıkıcı etkilerine hazırlıklı olmamız gerektiği. Biz, kullanan cephe malzemelerinin deprem anında büyük zarara yol açtığını tespit ettik. Karayolları ve bağlantıları ile köprülü yolların gözden geçirilmesi gerekiyor. Resmi yapılar, sosyal ve kültürel tesisler, AVM ve eğlence merkezleri gibi tesislerin acil durum tahliye olanaklarının, okullarımızın binası stokunun gözden geçirilmesi gerekiyor. Bu konuda İzmir’de düzenlenebilecek kampanyaya desteğe hazırız. Ayrıca imar planları ile ilgili yeni değerlendirme yapılması gerekiyor. Erken algılama sistemlerinin kullanılması, zemin etütlerinin yapılması önemli bir yer tutuyor. Bu adımlar elbette yitirdiğimiz canları geri getirmeyecek ama yeni yaşamları kurtarmamız ve güvenle yaşamamızı sağlayacak. Biz bu konuda ortak adımlar atmaya hazırız” sözlerine yer verdi.
Toplantıda AFAD Planlama ve Risk Azaltma Dairesi Başkanlığı İRAP Grup Başkanı Mehmet Akif Alkan, İRAP hakkında bilgilendirmelerde bulundu. AFAD İzmir İl Müdürü Kartal Muhcı ise AFAD’ı anlattı. Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir de bir sunum gerçekleştirdi. Ayrıca akredite olmaya hak kazanmış iki STK olan ANDA Arama Kurtarma ve Türkiye İzcilik Federasyonu akreditasyon belgeleri ise Bakan Süleyman Soylu ve üniversite rektörleri tarafından takdimi edildi. Toplantıya milletvekilleri, belediye başkanları, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Demokrasi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bedriye Tunçsiper ve sivil toplum kuruluşlarını yöneticileri katıldı.
-İHA-
Kaynak: İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.