Hak-İş Konfederasyonu, Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, gelir adaletsizliği ve yüksek enflasyonun Türkiye’nin sosyal barışı için tehdit oluşturduğunu ileri sürerek, “Gelir dağılımındaki bu uçurum, Türkiye demokrasisi ve sosyal dayanışması için büyük bir tehlikedir. Ülkemizin sosyal bir restorasyona ihtiyacı var. Vergi sisteminden asgari ücret politikalarına, emeklilikten çalışanların haklarına kadar her alanda adil ve sürdürülebilir reformlar yapılmalıdır” dedi.

Genel Başkan Arslan’ın, Hak-İş Konya İl Başkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısına, Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Yeşilyurt, Hak-İş Konya İl Başkanı ve Konya 2 No’lu Şube Başkanı Hüseyin Keçeci, Konya 1 No’lu Şube Başkanı Abdullah Bacaklı, Hak-İş’e bağlı sendikaların Konya Şube Başkanları, işyeri sendika temsilcileri, komitelerin başkan ve yardımcıları katıldı.

Genel Başkan Mahmut Arslan, Türkiye'nin en büyük işçi konfederasyonlarından biri olan Hak-İş’in Türk Endüstri İlişkiler Sistemi içinde önemli bir sivil toplum kuruluşu olarak faaliyet gösterdiğini belirterek, “Hak-İş yarım asırdır Türkiye emek hareketine katkı sunmayı sürdürüyor. 2024 yılının getirdiği ağır ekonomik koşullar ve yüksek enflasyon nedeniyle HAK-İŞ olarak, emekçilerin sorunlarını gündeme taşımak için bir dizi eylem kararları aldık. Türkiye genelinde mitingler düzenleyerek, diğer işçi konfederasyonlarıyla iş birliği yaparak ortak çözümler geliştirdik. Özellikle yüksek enflasyon, adil olmayan vergi sistemi, asgari ücret düzenlemeleri ve emeklilik sistemi gibi konulara odaklandık" diye konuştu.

“Emekçiler Ekonomik Büyümeden Yeterince Pay Almadı”

Türkiye'nin ekonomik büyümesine rağmen emekçilerin bu büyümeden yeterince pay alamadığını öne süren Arslan, Türkiye’nin 2023 yılında kişi başına düşen milli gelirini 10 bin dolardan 13 bin dolara, 2024 yılında ise 15 bin dolara çıkarmasının beklendiğini belirterek, bu büyümenin çalışanlara yansımadığını savundu.

Hak-İş olarak, emekçilerin haklarını savunmak için mücadeleye devam edeceklerini söyleyen Arslan, "Bu ülkenin büyümesinden emekçiler de hak ettikleri payı almalı. Türkiye'nin geleceği, ekonomik adaletin sağlanmasına bağlıdır" dedi.

OECD ve Avrupa Birliği ülkeleriyle yapılan kıyaslamalara dikkat çeken Arslan, "OECD ülkelerinde çalışanların milli gelirden aldığı pay yüzde 50'ye yakınken, Avrupa Birliği ülkelerinde bu oran yüzde 60-65 seviyesinde. Türkiye’de ise bu oran yüzde 25’e düşmüş durumda. Pandemi, deprem ve çevremizdeki savaşların yarattığı mali yükler nedeniyle çalışanların milli gelirden aldığı pay son yıllarda yüzde 30’dan yüzde 25’e geriledi. Bu, OECD ortalamasının yarısı ve Avrupa Birliği'nin üçte biri seviyesindedir” şeklinde konuştu.

“Türkiye Bölgesel Güç Olma Yolunda İlerliyor”

Arslan, Türkiye’nin gelir dağılımındaki adaletsizlik, vergi sistemi ve çalışanların karşı karşıya kaldığı sorunlarla ilgili de görüşlerine dile getirdi. Türkiye’nin büyüyen bir ekonomi olarak bölgesel güç olma yolunda ilerlediğini de belirten Arslan, çalışanların bu büyümeden yeterince faydalanamadığını vurguladı.

“Çok Kazanan Az, Az Kazanan İse Çok Vergi Ödüyor”

Arslan, şunları kaydetti: “Türkiye’deki vergi sistemi adaletsiz. Ne yazık ki, çok kazanan az, az kazanan ise çok vergi ödüyor. Çalışanlar, yıl boyunca elde ettikleri gelirlerinin yaklaşık yüzde 20’sini vergi olarak geri ödüyor. Bunun yanı sıra, toplumun büyük kesimleri dolaylı vergilerle daha da yük altına giriyor. Vergi gelirlerinin yüzde 66’sı dolaylı vergilerden oluşuyor. Ancak servet sahibi olanlar ya hiç vergi ödemiyor ya da çok az ödüyor.”

“Çalışanlar Ülkenin Ekonomik Yükünü Taşıyor”

Türkiye’de kayıtlı çalışanların ve işletmelerin Türkiye’nin vergi yükünü taşıdığını ifade eden Arslan, "En düşük gelirli kesimler bile dolaylı vergilerle büyük bir yük altına girerken, yüksek gelirli grupların teşvikler ve istisnalarla vergiden muaf tutulduğu bir sistem adaletli olamaz. Çalışanlar ülkenin ekonomik yükünü taşırken, zenginleşen küçük bir kesim servetlerine servet katıyor" dedi.

“Ülkemizin Sosyal Bir Restorasyona İhtiyacı Var”

Gelir adaletsizliği ve yüksek enflasyonun Türkiye’nin sosyal barışı için tehdit oluşturduğunu da ileri süren Arslan, şöyle devam etti: "Gelir dağılımındaki bu uçurum, Türkiye demokrasisi ve sosyal dayanışması için büyük bir tehlikedir. Ülkemizin sosyal bir restorasyona ihtiyacı var. Vergi sisteminden asgari ücret politikalarına, emeklilikten çalışanların haklarına kadar her alanda adil ve sürdürülebilir reformlar yapılmalıdır. Biz emekçiler olarak üzerimize düşen fedakarlığı yapmaya hazırız. Ancak bu büyümeden herkesin hak ettiği payı alması için adaletli bir sistem kurulmalıdır" dedi.