“25. Yılda “Sesimizi Duyan Var mı?” Paneliyle Depremi Masaya Yatırdılar!
17 Ağustos 1999 depreminin 25. Yıldönümü dolayısıyla TMMOB Konya İl Koordinasyon Kurulu bünyesinde bulunan meslek odalarımızla birlikte düzenlediğimiz “Sesimizi Duyan Var mı?” paneli gerçekleştirildi.
Konya Taş Bina Kültür Sanat Salonunda iki oturum halinde yapılan panele Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hülya Şevik, üniversitelerin dekanları, akademisyenler, oda başkanları ve davetliler katıldı.
“Milletimizin Yaşadığı En Acı Felaketlerden Biri Olarak Tarihteki Yerini Aldı”
Programın açılış konuşmasını yapan TMMOB Konya İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri ve Mimarlar Odası Konya Şubesi Başkanı Ahmet Övet, “17 Ağustos 1999’da tüm Marmara'yı etkileyen Marmara Depremi, maalesef milletimizin yaşadığı en acı felaketlerden biri olarak tarihteki yerini aldı. Ankara’dan İzmir’e kadar geniş bir coğrafyada hissedilen 7,4 şiddetindeki depremde 18 bin 373 vatandaşımız vefat etti, 48 bin 901 kişi yaralandı. 285 binden fazla ev, 42 binden fazla iş yeri zarar gördü. Yaklaşık 16 milyon vatandaşımız depremden dolaylı yoldan etkilendi” dedi.
“Aradan geçen 25 yılda bu acı tablodan sonra elbette yeniden kurulan hayatlardan, küllerinden doğan yaşamdan bahsedebiliriz” diyen Övet, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak bu, sorunlarımızı zalim bir iyimserlikle görmezden gelmek olur. Çünkü Marmara depreminden sonra 2011 yılında Van’da, 2020 yılında İzmir ve Elazığ’da ve 2023 yılında Kahramanmaraş’ta yaşanan yıkıcı depremler de hâlâ hafızamızda tazeliğini korumakta. Muhtelif şiddetlerde yaşadığımız bu depremler de hem yörede hem ülkemizin genelinde geri döndürülemez hasarlar bıraktı. Evet hayat devam etti, edecek de ancak asıl sormamız gereken soru şu: Bu yıkıcı afetler karşısında çaresizliğimiz de devam edecek mi? Daha ne kadar can kaybedeceğiz? Daha ne kadar ekonomik zararı topyekun karşılamaya çabalayacağız? Daha ne kadar enkaz altında kalacağız?
“Sesimizi Duyan Var mı?”
Bizler Konya İKK bünyesinde bulunan meslek odalarına bağlı mimar, mühendis ve şehir plancıları olarak Marmara depreminde arama kurtarma ekiplerinin enkaz altından canlı bir ses duyabilmek ümidiyle yönelttiği o en acıyı soruyu bu nedenle panelimize başlık olarak seçtik. Sesimizi duyan var mı?
Marmara depreminden sonra yasama ve yürütme organlarının harekete geçmediğini söyleyemeyiz. Afetten sonra yürürlüğe giren deprem yönetmeliği, ihtiyaca binaen ve teknolojik ilerlemelerle değişen maddeler nitelikli yapılaşma konusunda bir nebze de olsa standart oluşturdu. Ancak afetlere özellikle depremlere yönelik alınacak tedbirlerin bununla sınırlı kalmaması gerektiği de muhakkak. Afete karşı dirençli kentlerimizin oluşmasında öncelikli yapılması gereken kent ölçeğinde doğru ulaşım ve doğru planlama.”
Hükümet tarafından alınan önlemlerin kentlerin, yapıların afete karşı dirençli hale getirmenin çok önemli ve elzem olduğuna değinen Övet, “Ancak atılacak her adımda yıllarını yapılaşma faaliyetine veren bizlerin, teknik insanların yer alması gerekir. Üst ölçek planlamadan, bir mobilya tasarımına kadar var olduğumuz bu alanda uzmanlığımızın sadece kağıt üstünde kaldığı zamanlar oluyor. Afet sonrası hasar tespitinde mimar-mühendis ve şehir plancılarımıza hatta arama-kurtarma çalışmalarında maden mühendislerimize başvuruluyor. Halbuki bizler teknik personel sıfatıyla siyasi karar mekanizmalarında, yasama-yürütme organlarında, planlamada, tasarımda, strüktür üretiminde, malzeme seçimlerinde, detay çözümlerinde, denetlemede, şantiye şefliğinde kısacası inşaat sektörünün her dalında sadece unvanımızla değil teknik bilgi, birikim ve tecrübemizle de var olmak istiyoruz. Herhangi bir afette o afeti yaşayanlardan sonra en çok canı yanan bizleriz. Çünkü sürecin hem her anında var olup hem de hiç sesi duyulmayan da bizleriz” şeklinde konuştu.
“Taşın Altına Elimizi Koymaya Hazırız”
Övet, şöyle devam etti: “Bizler, nitelikli kentleşme, sağlıklı yapılı çevre, kültürel mirasımızın korunması, erişilebilir ve sürdürülebilir tasarım, doğaya saygılı ve iklim krizine duyarlı yapılaşma için taşın altına elimizi koymaya hazırız. Yeter ki bizi duyan ve dinleyen olsun. Bu bağlamda ‘25. Yılda Sesimizi Duyan Var mı?” diye soracağımız bu panelin oluşmasında emeği geçen tüm meslek odası başkanlarımıza ve yönetim kurulu üyelerine TMMOB İl Koordinasyon Kurulu adına şükranlarımı sunuyorum. Bir daha bu yıkıcılıkta bir afet yaşamamayı umarak, kentlerimizi ve insanımızı afete karşı dirençli olmak konusunda bir seviyeyi aşmış olmak dileğiyle panelin hayırlara vesile olmasını dilerim.”
Birinci Oturum: “25 Yılda Zemin, Planlama, Yapım Tekniği”
Daha sonra panele geçildi. Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Şükrü Arslan’ın moderatörlüğünü yaptığı “25 Yılda Zemin, Planlama, Yapım Tekniği” konulu panelde, KTÜN Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fetullah Arık, “Deprem, Doğa Olayları ve Mevzuat” konulu, KTÜN Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Çağlar Meşhur, “Kent Planlama Perspektifinden Depremi Nasıl Okumalıyız”başlıklı, KTO Karatay Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Kamil Akın, “Her Doğa Olayını Afet’e Dönüştürmek” adlı sunumlarını gerçekleştirdi.
İkinci Oturum: “25 Yılda Yapı Güvenliğinde Tasarım ve Teknik”
İnşaat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Hasan Özgür Yetiştirici’nin moderatörlüğünü yaptığı panelin ikinci oturumunda da, KTÜN Mimarlık Bölümü’nden Doç. Dr. Armağan Güleç Korumaz, “Güvenli Yapı Tasarımında Mimar”, Emo Konya Temsilci Yardımcısı Öğr. Gör. Fuat Şaylan, “Depremlerin Elektrik, Elektronik ve Haberleşme Sektörüne Öğrettikleri”, KTÜN Makine Mühendisliği Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şefik Bilir, “Binalarda Mekanik Tesisat Açısından Alınması Gereken Önlemler” konu başlıklarında sunumlarını aktardı.
Panel, değerlendirme ve kapanış konuşlarının ardından sonuç bildirgesinin okunmasıyla sona erdi.
(MÇ/Haber Kent)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.