Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Bankacılık sektörü üzerine şuan da ABD’deki dava kaynaklı bir bulut var ama dün Başbakanımız da net olarak ifade etti; biz bankacılık sektörümüzün arkasındayız. Ne gerekiyorsa her türlü desteği vereceğiz” dedi.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, 8’inci Boğaziçi Zirvesi’nde konuştu. Şimşek, ABD’de süren davadan bankacılık sektörünün etkilenmemesi için her türlü desteğin verileceğini söyledi.

Türkiye ekonomisinin cari dolar kuruyla 17’nci, satın alma gücü paritesiyle de 13’üncü büyük ekonomisi olduğunu vurgulayan Şimşek, “Satın alma gücü paritesiyle Türkiye bu sene yaklaşık 2 trilyon 100 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşacak. Kişi başına milli gelirde de 26 bin doları aşmış olacak. Türkiye’nin petrolü ve doğalgazı Türkiye’nin girişimcilik ruhudur. Orası da güçlü bir tarafımızdır” diye konuştu.

“RİSK PRİMİ HIZLI BİR ŞEKİLDE DÜZELECEK”

Türkiye’de son dönemde yatırımcıları en çok rahatsız eden konunun TL’nin değer kaybı olduğunu belirten Şimşek, “Dönem dönem para birimleri realiteden kopabiliyorlar. Risk primi çok ciddi bir şekilde fiyatlanabiliyor. Bu risk primi de hızlı bir şekilde düzelebilir. Orta Doğu’daki kaos Türkiye’yi aşağı çekti, bu bir risk priminin bileşenidir. O kaos sürekli sürmez” şeklinde konuştu. 2000’li yıllara göre günümüzde şoklarla daha etkili bir şekilde mücadele edilebildiğini belirten Şimşek, “2000’li yılların başına göre kamunun borcunun değişik şoklara tabii tutulması halinde borcun milli gelire oranı nasıl etkilenir diye baktığınız zaman, bizim şokları karşılayabilme kapasitemiz iki kattan fazla yüksek. Dolayısıyla şoklarla daha etkili bir şekilde mücadele edebiliyoruz” dedi.

“BANKACILIK SEKTÖRÜ EĞER ETKİLENİRSE GEREKENİ YAPACAĞIZ”

Başbakan Yardımcısı Şimşek, ABD’de süren davanın Türk bankacılık sektöründe bir bulut oluşturduğunu dile getirerek “Bankacılık sektörü üzerine şuan da ABD’deki dava kaynaklı bir bulut var ama dün Başbakanımız da net olarak ifade etti; biz bankacılık sektörümüzün arkasındayız. Ne gerekiyorsa her türlü desteği vereceğiz. Bu konu böyle biline, en ufak bir tereddüt olmasın. Çünkü bu dava nedeniyle bankacılık sektörü eğer etkilenirse gerekeni yapacağız. Biz bu davayı önemli boyutları olan siyasi bir dava olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.

Bankacılık sektörünün şoklara karşı büyük bir kapasiteye sahip olduğunu vurgulayan Şimşek, “Bankacılık sektöründe sermaye yeterlilik oranı küresel normların iki katından fazla, yüzde 17’lik sermaye yeterlilik oranı var. Büyük şokları apsorbe edebilir. Bankacılık sektöründe bu sene çok hızlı bir kredi genişlemesi oldu. ‘Aşırı ısınma var’ diyenler oldu. Bunu söyleyenler yanılıyorlar. O geçiciydi. Şimdi normalleşme başladı. Dikkat ederseniz 2017 yılında kredi büyüme oranı son yılların ortalamasının altına düştü. Dolayısıyla bir aşırı ısınma yok. Buna da zaten izin vermeyiz” şeklinde konuştu.

“EĞİTİM EN ÖNEMLİ ÖNCELİĞİMİZDİR”

Eğitim konusunun en büyük öncelik olduğunu söyleyen Şimşek, şuan da bütçenin 5’te biri, vergi gelirlerinin de neredeyse 4’te birine yakının eğitime harcandığını açıkladı. Şimşek, “En çok parayı eğitime harcıyoruz. Ayrıcaa eğitime erişimde muazzam bir artış var. Son 14 yılda eğitimin kalitesinin artırmak için 580 bin yeni öğretmen aldık. 270 bin derslik yaptık. 50 bin derslik daha yapıyoruz. Türkiye çok ciddi bir şekilde eğitimde kaliteyi artırmak için çaba içerisinde. Dolayısıyla Türkiye’nin 25 yaşüstü nüfusunun okulda geçirdiği süre 2000’li yılların başında eğer 5 yıl ise, 2030-2040’lı yıllarda en az 15 yıl olacak. Türkiye eğitimde büyük bir seferberlik ve reform içerisindedir” diye konuştu.

(Ali Canberk Özbuğutu - Fatih Gavuz /İHA)

Kaynak: İHA